Sayfalar

18 Haziran 2015 Perşembe

Örnek Astroloji Haritası





      Bu yazımın amacı bir astroloğun haritayı nasıl yorumladığı hakkında genel bilgi sahibi olmanızdır.
     Yukarıda gördüğünüz haritanın sol üst köşesinde, haritayı çıkarabilmek için gerekli bilgiler mevcuttur. Olayın-kişinin doğum tarihi, saati ve gerçekleştiği yer. Sol alt köşedeki şablonda ise gezegenlerin birbirleriyle yaptıkları açıları görüyorsunuz. En alttaki üç küçük dairede haritanın hangi alanlarında ne kadar vurgu olduğu gösteriliyor. Sağ taraftaki kutucuklarda sembollerin anlamları mevcut. Sağ alt köşedeki şablonlarda ise element ölçüsü ve öncü-sabit-değişken dağılımı görülüyor.
    Haritada görüldüğü üzere gezegenler burçlara dağılmışlar ve birbirleriyle açı yapıyorlar. Her gezegen ve burç birlikte bir anlam oluştururlar. Bu anlamlar aralarında açılar oluşturarak başka anlamlar oluştururlar. Bu demek oluyorki 12 burcun hepsinin, harita sahibi üzerinde az-çok etkisi vardır ve karmaşıktır.
     Gezegenlerin üzerimizdeki etkileri güçlü mü, güçsüz mü, kolaylaştırıcı mı, zorlaştırıcı mı, dışarıdan destek-engel mi, sahip olunan güç-zaaf mı..vs.. gibi soruların cevaplarını çeşitli astroloji teknikleri ile belirleyebiliyoruz. Bunları belirleyebilmek için bilinmesi gereken en temel öğeler; evler, burçlar ve gezegenlerdir.
  Evler bizim yaşam alanlarımızdır. Örneğin 1.ev hayata yansıttığımız yüzümüz,tavırlarımız,genel sağlık, 2.ev kaynaklarımız, yeteneklerimiz, 3.ev iletişim tarzımız, .....7.ev dostlar ve açık düşmanlar, eşimiz,.... 10.ev toplumsal statü, patronlar, otorite figürleri, gece haritasında baba...gibi..
    Burçlar genel karakteristik özellikler, gezegenler ise prensiplerdir. Örneğin Akrep burcunun temas ettiği unsurlarda ıslah etme amaçlı yok etme arzusu, manipülasyon, gizlilik, hataları ve zaafları farketme gibi etkiler görülür. (Akrep burcu insanları böyledir sonucunu çıkarmayın, çünkü Akrep burcu herkesin haritasında mevcuttur, yani bu özellikler herkeste az-çok vardır!)
     Gezegenlerden Satürn'ün olduğu yerde kısıtlama, daralma, plan-program, sağlamlık ve uzun ömürlülük, kurallar, disiplin görülür.
     Şimdi bu özet bilgileri harita üzerinde 10. evdeki Akrep Satürn için birleştirelim;
    Toplum içindeyken gördüğü zaafları ıslah etmek için gizli eylemler planlayan denebilir. Bu tabii ki kulağa hoş gelmiyor fakat burda zaaflardan bahsederken kangren olmuş kol gibi bir zaaftan bahsediyoruz. O kola neşteri vurabilecek tek burç Akreptir ve eğer vurmazsa veya vurmasına izin verilmezse ölüm kaçınılmazdır! Gerçi neşteri yiyene kadar çok kişi ne olduğunu anlamaz bile  :)
     Aynı örnek üzerinden farklı bir yorum deneyelim;
     Bu kişinin babası cerrah, psikolog, dedektif, hipnozcu veya gizlilik prensibi içeren bir iş yapıyor olabilir... Kişi kendisini bu tip mesleklerde disipline etmeye çalışıyor olabilir, hayatındaki otorite figürleriyle toplum önünde güç-acizlik çatışmaları yaşıyor olabilir...
     Şimdiye kadar  ki yorumlara daha binlercesi eklenebilir. Bu yorumları daraltmanın yolu, diğer unsurları ve aralarındaki ilişkileri göz önüne alarak binlerce olasılıktan onlarca olasılığa indirgemektir. O onlarca olasılık arasında gerçek olanları ise ancak haritanın sahibi olan kişiye sorarak kesinleştirebiliriz.
     Kişi bunları zaten biliyor olabilir, bir astrologtan duymasının ne anlamı var ki diyebilirsiniz haklı olarak... Fakat ilk örneği doğru kabul edersek; gizli eylemlerin içine "gayet iyi niyetli olarak manipülasyonu da eklemesi sonucunda" toplumun hışmına uğradığının veya uğrayabileceğinin farkında olmayabilir. Öğrenmesi gereken; başkalarının özgür iradelerine saygı göstermek, onları dilediği yöne yönlendirmeye çalıştığını kabul etmek ve vazgeçmektir, bunun yerine kendi yaptıklarıyla örnek olarak toplumda kalıcı değişimlere imza atmaya çalışmalıdır. Bir astroloğun faydası bu örnekteki gibidir ve alanına göre daha çeşitli faydalarıda vardır.
     Sonuç olarak internette, gazetelerde ve televizyonlarda yapılan yorumlar genel geçer yorumlardır ve tutarlılıkları yoktur. Kendinizle ilgili size özel bilgileri ancak bir astroloğa danışarak edinebilirsiniz.


Barış CEYLAN

17 Haziran 2015 Çarşamba

Gök Cisimleri ve Etkileri

Hiç bir burç bilinenin aksine kişi hakkında genel fikir sahibi olabilmemize yetecek kadar bilgi vermez. Eğer böyle olsaydı yeryüzünde 12 tip insan olurdu.
Bize burcumuz sorulduğunda verdiğimiz cevap, doğduğumuz tarihte Güneş’in içinde bulunduğu burçtur. Bu elbette kişi hakkında bilgi verir fakat yeterli değildir.
Astrolojide kullanılan güneş sistemindeki yıldızlar, gezegenler, uydular, asteroitler ve genelin bilmediği daha bir çok unsur vardır.
            Burç dediğimiz takım yıldızlar resimdeki gibi Dünya’nın etrafını bir kuşak gibi sarar. Elbette Dünya küredir ve bu kuşak gerçekte etrafa yayılmış olmasına rağmen, sıkıştırılmış, ziplenmiş hali bu şekildedir ve astrolojik açıdan kullanım kolaylığı sağlar.


            Dünya’dan baktığımızda, Dünya ile Akrep burcu (takım yıldızı) arasına bir gezegen girdiğinde o gezegen Akrep burcudur deriz. Mars girerse Mars Akrep, Venüs girerse Venüs Akrep gibi.. Doğduğumuz anda tüm gezegenler bazen aynı, bazende farklı burçlara denk gelirler ve o burcun karaktersitik yapısını üzerlerine alırlar.
            Bulundukları dereceler, birbirleriyle yaptıkları açılar kişi veya durum hakkında yorum yapabilmemizi sağlayacak doneleri verirler ve daha burada saymadığım başka bir çok unsurlar da eklenerek kişi veya durum hakkında yeterli bilgi edinebilmemize olanak sunar.
            Yeterli bilgiden kasıt hiç bir zaman %100 değildir. Fikir sahibi olup mantık yürütebilecek kadardır. Fikir ve mantığı yürüten de bir insan olduğu için her zaman bir hata, yanlışlık payı vardır.
            Özetle burç dediğimiz takım yıldızlar, bir astroloji haritasındaki gezegen, ev ve diğer unsurların genel karakteristik yapısını anlamamızı sağlayan unsurlardır. Tek başlarına hiç bir şeyi tarif etme durumları yoktur.
Gezegenlere, astrolojik açıdan tarih boyunca insanların gözlemleri ve inançları sonucu bazı anlamlar yüklenmiş ve günümüze kadar gelmiştir.
            Bu anlam yüklemenin nasıllığıyla alakalı bir örnek vereyim;
            Ay Dünya’nın uydusudur, Dünya etrafında belli bir yörüngede, belirlenebilen hızlarda seyahat eder. Bazen yaklaşır, bazen uzaklaşır, tam bir turunu hep aynı zamanda tamamlar. Dünya’ya en yakın olduğu zamanlarda, gel-git yaratıp okyanusları bile yerinden  oynatabilen Ay, vücudumuzun 3/4ü su iken bize neler yapmaz. Kadınlar üzerindeki etkisi, herkes tarafından bilinen ve zaten bilimsel olarak kabul edilmiş bir gerçek. Ay’ın herkes üzerinde benzer veya farklı bir etkisi mutlaka mevcuttur. Ay döngülerine ve o anki ruhsal durumunuza dikkat ettiğinizde kendinizdeki (size sebepsiz yereymiş gibi gelen) değişimleri siz de farkedeceksinizdir.
            Evrende çekim kuvveti, dalga boyları, radyoaktivite gibi duyularımızla tespit edemeyeceğimiz birçok kuvvetler vardır. Bu kuvvetlerin kimi malumumuz, kimi bilmediğimiz keşfedilmeyi bekleyen veya asla keşfedemeyeceğimiz kuvvetlerdir. Evrene baktığımızda bunca yaratılışın bir anlamı olmalı diye düşünmeden edemiyor insan. Düşünmeye ve gözlem yapmaya başladığında ise doğru veya yanlış anlamlar üretmeye başlıyor ve binlerce yıldır üretilen anlamlar nesilden nesile aktarılıyor.
            Bir haritada gezegenler, kendi prensiplerini, denk geldikleri alandaki burcun karakteristik yapısına uygun olarak gerçekleştirirler.Mesela Mars hareketin, eylemin sembolüdür.Mars Başak burcuna denk düşerse, kişi bir işle uğraşıyorken detaylarla uğraşan, en ince ayrıntıya kadar inmeye çalışan, kategorize eden bir tarz görebiliriz. İkizler burcuna denk düşen bir Mars'da ise kişinin, eylemlerini aceleyle, çok hızlı gerçekleştirmeye çalıştığını, farklı konular veya işlerle aynı anda uğraşmaya çalıştığını gözlemleyebiliriz. Fakat haritanın diğer unsurları bu yorumu etkileyerek anlamını değiştirebilirler. Onun için tek bir gezegen ve burç yorumu da kısır kalacak, yanlış olacaktır.
            Bu yorumları örnek olarak verdim. Astroloji haritasından daha önemli olan, tüm haritanın etkilerini değiştirebilecek en önemli unsur irade yani seçimlerimizdir. Evrendeki hiç bir cismin üzerimizde yaptırım yetkisi yoktur, ancak etkisi vardır. Bu durum; biri sizi tahrik ettiğinde kavga edip etmeyeceğinize karar vermenizle aynı şeydir. Tahrik eden kişi sizi kızdırarak kavga etmeye zorlar fakat nihayetinde karar size aittir.
            Gezegenler, burçlar ve diğer tüm unsurların insan hayatı üzerindeki etkileri aşikardır. Bize düşen bunların ne olduklarını doğru şekilde bulmaya çalışmak, insanlığın gelişimi ve hayattaki yerimizi tayin edebilmemiz için kullanmaktır diye düşünüyorum.


Barış CEYLAN

Astroloji Nedir, Ne Değildir!?

            Astroloji; yaratanın tüm evreni vesile kılarak (en azından Dünya üzerinde) nasıl hüküm sürdüğünü, nasıl yönettiğini anlamamıza, dolayısıyla zatının kadrini, hakimiyetini ve diğer özelliklerini anlamamıza vesile olabilecek bir ilimdir.
            Astroloji, bilinen somut-soyut tüm ilimlerle ortak çalışabilecek, hatta ortak çalışıldığında diğer tüm ilimlerin işlerini kolaylaştırabilecek bir bilgiler bütünü, evrensel bir dildir.
            Kendimizi, zaaflarımızı, yeteneklerimizi, bizi engelleyen veya destekleyen unsurları, kim ve nasıl biri olduğumuzu ve daha fazlasını farkedebilmemize yardımcı olabilecek bir araçtır.
            Günümüzde, her konuda olduğu gibi astrolojiyi de iyi veya kötü niyetlerine, kişisel çıkarlarına alet eden kişiler vardır. Bilerek veya bilmeyerek detaysız araştırmaları, hatta hiç araştırmadan genelleme yaparak kehanetvari söyledikleri ile astrolojiyi analitik-sembol (mantık-öngörü) ilmi kavramlarından uzaklaştırıp, medyummuşuz gibi gösteren kişiler astrolojiyi yanlış anlamakta, dolayısıyla yanlış tanıtmaktadırlar. Bu yüzden astrolojiyi hor görmek, onu ilimden saymamak veya yok etmeye çalışmak, atom bombası yapıldı diye fiziği ilimden saymamak, hor görmek, yok etmeye çalışmak gibidir. Yanlış veya kötü ilim yoktur; ilmi yanlış veya kötü niyetle kullanan insan vardır!
            Astroloji gerçekte alanlara ayrılır. Geleceğe dair konuşacak olursak tahmin-öngörüden ibarettir, kesinlik arz etmez fakat olasılıkları daraltabilir. Bu durum Arşimet’in şu sözüne benzer;”Bana yeterince büyük bir kaldıraç verin, size dünyayı yerinden oynatayım!”. Gerçekten de yeterince büyük bir kaldıraç dünyayı yerinden oynatır ancak o kadar büyük bir kaldıraç yapılabilir mi!? Evrende, bilinen ve bilinmeyen trilyarlarca yıldız, gezegen, asteroit,...vs. gök cismi vardır. Geleceğe dair kesin bir hüküm verebilmek için bunların hepsini en ince detayına kadar bilmek gerekir ve bunların hepsini bilen ve Hakim olan, yöneten sadece Allah’tır. Biz astrologlar, bunca unsur içinden, bize yakın olanlar üzerinden olasılık hesaplamaları yaparak yol bulmaya çalışırız. Bu hesaplamalar sonucundan mantık yürüterek geleceğe dair tahminlerde bulunuruz. Bu durum, izlediğimiz piyasanın gidişatına göre geleceğe dönük yatırım yapmaya benzer. Aynı kesinlik arz etmeyen ancak mantıklı gelen öngörülere dayanır, fakat astrolojide biraz daha farklı temeller ve enstrümanlarla çalışır. Her ustalık gerektiren işte olduğu gibi bunu da layıkıyla yapabilenler ve yapamayanlar vardır.
            Kişisel kanaatim geleceği bilmeye çalışmak vakit kaybıdır, çünkü daha öncede söylediğim gibi bunu yapabilmenin tek yolu, her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilmekten geçer ki bunun mümkünatı yoktur.
            Benim en faydalı gördüğüm alan ise harita sahibinin kendisini tanımasına olanak sağlayabilmesidir. Kişinin fiziksel-psikolojik-ruhsal olarak nelerden ne şekilde etkilendiğini ve bunların ne tip sonuçları olabileceğinin bulunabilmesi gibi faydaları vardır. Bilinen tüm ilimlerle farklı alanlarda farklı şekillerde birleşerek sayısız faydasının bulunabileceğinden eminim.
            Analitik-sembol ilmi derken ne demek istediğimi bir örnekle açıklamaya çalışayım;
            Elinize Çince yazılmış bir belge versem, eğer Çince bilmiyorsanız o belgenin Çince olduğundan başka bir şey anlayamazsınız. Hatta uzak doğu dillerinden başkaları ile bile karıştırabilirsiniz. Fakat siz her ne kadar o belgeyi okuyamasanızda, orada anlamlı bir şeyler yazıyor olduğunu bilirsiniz. Bu yazıyı tercüme ettirebilirsiniz veya Çince öğrenir belgeyi kendiniz okuyup anlamaya çalışabilirsiniz.
            Kelimeler hangi dilde yazılmış olursa olsun harflerden oluşur. Aynı harflerden oluşan bir kelimenin farklı anlamları olabilir (eş sesli) ya da aynı anlamda farklı harflerden oluşan farklı (eş anlamlı) kelimelerde olabilir. Bu tip değişiklikler çoktur, her dile ve edebiyat kurallarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bazen de okuduğumuzu anlayamayabilir veya yanlış anlayabiliriz.
            Astroloji de gökteki alfabeyi okuma sanatıdır, ilmidir. Gök cisimleri alfabeyi oluşturur, yeryüzündeki gözlemlerimizde anlamları ve kuralları anlamamızı sağlar. Tarih boyunca bu ilmin kuralları astrologlar tarafından çözülmeye çalışılmıştır, teknikler keşfedilmiştir. Ancak günümüzde, onların bulduklarını analiz ederek ezberlemekten öteye geçebilen çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bunların da ötesinde gözlem ve yeni araştırmalar yapılmalıdır. Hak yemeyeyim, bu tip araştırmalar yapan, astrolojiye katkıda bulunan insanlarda mevcuttur fakat onları ne yazıktır ki ekranlarda, gazetelerde göremezsiniz. Onlar para-şöhret peşinde değil, ilim peşindedirler...
            Astroloji tarihine baktığımda benim gördüğüm; özellikle İslamiyet’e kadar olan zamanda gezegenler ve yıldızlarda bilinçli bir düzen olduğunu farkeden insanlar onları tanrı sanıp tapınmışlar ve mitoloji ortaya çıkmıştır. İslamiyet sonrasında ise gökteki bilinç farkedilmiş olmasına rağmen tapınılmaktan ziyade daha önce de bahsettiğim gibi diğer ilimlerle beraber bilgi edinme amaçlı olarak kullanılmıştır.
            Günümüzde ise ekonomi ve popülerlik odaklı bir kullanım söz konusu olduğu için astroloji hiç hak etmediği bir statüye gelmiştir. Bunun sebebi sadece astrologlar değil, halkın da bilinçsiz merakı, prim vermesi, inanması yoluyla bunu beslemesi, sermaye sağlamasıdır. Bunu anlatmamın sebebi ise suçlu aramak değil, yaptığımız hatanın farkına varmaktır. Hatamızın farkına varalım ki çözüm odaklı fikirler üretebilelim.
            Bunun için gerekli en temel kuralın, kişi, konusunda ne kadar uzman, deneyim sahibi, saygı duyulan, inançlarımıza uygun gözüken, kanıt sunan,vs.. gibi güvenimizi kazanmaya yönelik biri bile olsa sonuçta insandır ve insanın olduğu her yerde mutlaka hata, yanılgı, yalan, aldatma, aldanma, yanlışlık mevcut olabilir. Bunun içindir ki herkesin söylediği söz ileride değişebilirdir.
            Bilgiye yaklaşımımız bu şekilde olduğunda, merakımız artar ve araştırma yoluna gideriz. Araştırma yaptıkça bilgimiz artar, bilgimiz arttıkça ilmimiz artar ve yeni ufuklara yolculuk edebiliriz kanısındayım.

Barış CEYLAN